Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

28 Aralık 2013 Cumartesi

ALDIM, DİNLEDİM, YAZDIM - AYSEL'İN - AYSEL GÜREL SAYGI ALBÜMÜ

Müzik Dünyasının Aykırı ve Belki De Bu Yüzden En Normal Kadını Aysel Gürel'e Adanmış Saygı Albümü

Aslında bu yazı fazlasıyla gecikmiş yazı. Zira bu yazıda yazacağım albüm çıkalı aylar oldu, ama ne yapsam da kelimelerimi toparlayıp bu albümü en iyi şekilde ifa edebilirim diye kafa yorduğumdan ancak hazmedip, toparlayabildim kafamı. Çünkü kolay değil, koskoca Aysel Gürel albümü elimdeki. O öyle bir kadın ki, şarkılar yazdığı kadar hakkında yazdıran, bir peyniri üç çocuğuna hak geçmesin diye cetvelle ölçerek kesen, yazan hep yazan, hayatı, insanları duyguları gözlemleyen ve bu duyguları gene ilhamını aldığı hayata, insanlara, doğaya iade eden, hayata uymaya değil, hayatı kendine uydurmaya ahdetmiş ve vefat edene kadar bu ahdından vazgeçmemiş, satırlara sayfalara sığmaz bir kadının albümü bu. Dünyaya verilmiş bir armağan ve ömrü boyunca ne kadar sevildiğini bilme şansına erişmiş şanslı bir kadın o. 2 yıllık bir bekleyişin ardından, müzik dünyasının aykırı ve belki de bu yüzden en normal kadını Aysel Gürel anısına yapılan bu albümle ilgili beni en çok sevindiren şeylerden biri, albümün gördüğü ilgi oldu. Öyle ki aylarca yaprak kıpırdamayan müzik marketlere hareket getirmesinin yanı sıra –her ne kadar favori yorumlarımdan biri olmasa da- Tarkan, Firuze ile albüm çıktıktan aylar sonra hala listelerde görmek mümkün. Mabel Matiz de albümde ön plana çıkan isimlerden oldu.

Albüm Haziran 2013’te DMC etiketiyle müzik marketlere girdi. Albümde 14 şarkı + 1 de Aysel sürprizi var. Dev kadın, akıllı deli Aysel’in anısına yapılan bu ikinci albümde gene Aysel’in sağlığında ve hastalığında en yakınında olan çoğu sanatçıyı görmek mümkün. Sezen Aksu, Tarkan, Ajda Pekkan, Sertab Erener, Ata Demirer, Ayşegül Aldinç, Levent Yüksel, Aşkın Nur Yengi, Yaşar, Yasmin Levy, Emre Altuğ, Ayla Çelik, Mabel Matiz, Eda&Metin Özülkü gibi müzik dünyasının en iyi sesleri birer Aysel şarkısı yorumuyla bu albümü oluştururken, albümün açan Aysel'in son zamanlarında mırıldanırken kaydedilerek albüme giren J'attendrai melodileri daha albümün açılışında insanın içini cız ettiriyor. Albümün her albüm gibi artıları ve keşkeleri var tabi ki. Onlara bir kez de ben değinmek istedim. Neyse ki artılar, keşkelerden daha çok, bu yüzden keşkeler sadece birer naçizane öznel tespit gibi kalıyor.

Şarkılara bakıldığında, Sezen Aksu şarkılarının ağırlıkta olduğunu görüyoruz. 14 şarkıdan 8’i daha önce Sezen Aksu tarafından seslendirilmiş şarkılar. Albümü açan Sır  şarkısını Sertab Erener’in sesiyle tanımıştık. Sezen yorumu gene aynı güçte, ancak Sezen’in yorumu çok iyi olmakla birlikte sesini çok fazla yormuş ve yer yer çok bağırması yoruyor. Aysel’in ardından gelerek aslında Aysel’in kendisi olan Efsane Kadın’ın hikayesini Sezen yorumuyla dinlemek boğazınızı düğüm düğüm ediyor ve şarkının finalindeki Aysel yorumu son darbeyi vurarak sizi darmadağın ediyor.

Albümün en şaşırtan ve hoşuma giden yorumlarından biri Ajda Pekkan’a ait. Aşkın Nur Yengi’nin 1991 yılı çıkışlı Hesap Ver albümünün en çılgın şarkılarından biri olan Ayıpsın Ayıp Ajda Pekkan yorumuyla hem şaşırtıcı hem de enerjik bir havaya bürünmüş. Ajda'nın bu şarkıdaki yenilikçi, her zaman yenilenen, dinamik yorumunu dinleyince, boşa Süperstar olmadığını anlıyor, hayran olmaktan kendinizi alamıyorsunuz. Başka seslerde belki eğreti durabilecek sözleri Ajda incelikli bir ustalıkla kendi üzerine dikip biçmiş ve yorumuyla değme genç popçuya gene ders vermiş. (Bu şarkıda Aysel Gürel’in “Ayıpsın Ayıp” derken, ince nüktedan bir seslenişi çağrışır aklımda, sanki sevgilisine bir ‘hayvan’ ismiyle çağırmak yerine bir harf farkıyla güzel bir manevra yapmış gibi, zira şarkıdaki sevgilinin yaptıkları, aklımda net onu çağrıştırdı.)

Gene Sezen Aksu yorumuyla bildiğimiz ve bir iki sene önce Gülşen'in de söylediği Ne Kavgam Bitti Ne Sevdam bu albümde Sertab Erener yorumuyla bulunuyor. Sertab, sesini çok yormadan söylerken şarkıyı, kulağımda Sezen’in “Bin defa taşaaaar" nidasını duymamanın yarımlığı var. İz bırakmadı. Ne yükseliyor ne alçalıyor. Kötü değil, ortada bir yorum.

Albümde şarkıcısına en çok yakıştırdığım yorumlardan biri Ayşegül Aldinç’in Yolun Başında yorumu oldu. Zaten çok sevdiğim bu şarkının, Ayşegül yorumu, orta yaşlarını sürmekte olan bir kadının duygularını alıyor, şarkıyı üç kat büyütüyor. Sanki Ayşegül için yazılmış bu şarkı, giden sevgilinin ardından kendini avutmaya çalışan kadının sitemini, serzenişini, yeni başlangıçlara kendini kapamayışını ve umudunu naif, usul usul ve aynı zamanla güçlü bir şekilde anlatıyor. Aklımda o şarkıdaki kadının içinde bulunduğu durumu canlandırabiliyorum ve bunu çok seviyorum.
 
Aysel’in klasiklerinden Sezen hiti Ünzile, Aşkın Nur Yengi ile karşımıza çıkıyor. Şarkının sürprizi çocuk korosuyla birlikte söylenmiş olması. Bu şarkıyı daha bir iki sene önce Güldünya şarkıları albümünde Şebnem Ferah söylemişti. Keşke bu şarkı yerine başka bir Aysel şarkısı girseydi albüme, Aysel denilince ilk akla gelen şarkılarından biri olan bu şarkı çok fazla söylendi ve sürprizi kalmadı. Buna Aşkın Nur Yengi’nin son derece sade, duru güzel ancak bir yenilik getirmeyen yorumu eklenince, albümde iki kere dinleme isteği yaratmıyor. Daha ön plana çıkamamış bir şarkı olabilirdi Aşkın’a.

Yaşar tam da yaza yakışır bir yorumla albümde yer alıyor. Bu albümde sağlığında Aysel Gürel ile yolları kesişmemiş üç şarkıcıdan biri olan Yaşar, aileye dışardan gelen bir misafir gibi dahil olmuş albüme. Yaşar’ın Nilüfer’in Yine Yeni Yeniden'ini söyleyeceğini ilk duyduğumda, "neden o şarkı" demiştim, çünkü bu kadın ağzına yazılmış bir şarkı gibi gelir bana. (Ne bilim, bir erkek sevilmek için bu kadar yana yakıla dil dökmez bence :) ) Ancak hareketli, kıpır kıpır ve tam Yaşar şarkısı haline gelmiş bu şarkı, gitar melodileriyle Divane Yaşar’dan beklenen yaz ateşini hissettiriyor ve birkaç cümle önce yazdığım düşünceleri silip süpürüyor. Bir tek kulağımın yakalamaktan hoşlanmadığı “Seni hep kollarımda” kısmı geldiğinde kulağım Nilüfer yorumunu arıyor. Albümün en iyilerinden.

Yasmin Levy yorumu ile Sevda albümün sürprizlerinden biri. Bilen bilir. Yasmin Levy sık sık bu topraklara gelir, Türkiye hayranıdır, hatta İbo Show'a çıkmışlığı vardır. Sezen Aksu klasiği Firuze son albümünde İspanyolca sözler ve bambaşka bir ton ve yorumla yer alır (İşte farklı yorum oydu beklediğim, Yasmin Levy yorumu yani. Tarkan örneğine geri dönüyorum, Belki Tarkan için dikilmiş bir elbise değildi Firuze ve o yüzden sevmedim). Sesindeki ağlamaklı tını ve haykırış, dilini anlamasanız bile sizin içinize dokunur. Bu şarkı Nükhet Duru'nun “Sevda” albümüne adını veren bir şarkı. Yasmin Levy sözlerini İspanyolca’ya çevirip seslendirmiş bu şarkıyı. Yasmin Levy’nin ağlar gibi söylemesiyle ve ses oyunlarıyla aşk acısını iliklerinize kadar hissediyorsunuz.

Albümün en eski şarkısı olmakla birlikte, en yenilenmiş ve bence en başarılı yorumu ise Ayla Çelik’ten Olacak Olacak oldu. Çok sevdiğim rahmetli Ayla Dikmen’in Göz Bebeğim (1979) plağında yer alan şarkı eski ve bilinirliği nispeten az olduğu için yeni bir şarkıymış hissi veriyor. Buna Ayla Çelik’in güzel sesi, dinamizmi, enerjisi, şarkının düzenlemesi ve eski zamanların nostaljisine de göz kırpan yorumuyla albümün 1 numarası olmayı hak ediyor.Ayla Çelik, Aysel’in en yakınlarından biri olarak, Aysel’e yakışır bir yorum getirmiş. Sanıyorum Aysel duysa, "Ben bu şarkıyı sana yazmışım" derdi. Keşke bu şarkıya klip çekilseydi.


Albümün bir diğer şaşırtıcı derecede güzel yorumu Mabel Matiz’in Sultan Süleyman yorumu oldu. Sezen Aksu’nun ’88 albümünde yer alan bu hareketli şarkı, Matiz’in akustik yorumunda slov bir balada dönüşmüş ve enfes olmuş. Mabel Matiz yeni neslin en dikkat çekici ve favori isimlerinden biri. Her ne kadar ses rengini dinlenemez bulsam da, bu şarkıda çıkardığı yorum ve düzenleme alkışlanası, hakkını vermek lazım. Dünyanın gidişatına, bitişlere, yitişlere, gidişlere, hasrete, kısacası toz pembe hayaller dünyasının karşısındaki gerçek dünyaya dair her duyguya Mabel Matiz'in yorumuyla aklından geçenleri yansıtırcasına kattığı duygu eklenince başarı kaçınılmaz oluyor.

1945 Aysel’in toplumsal olaylardaki duyarlılığını da en güzel gözler önüne seren şarkılardan biri. Aysel’in 1945 yılında Hiroşima ve Nagasaki’ye atılan atom bombaları kurbanlarına ithafen yazdığı ve Sezen albümlerinden Sen Ağlama'da yer alan şarkı, aslında iç acıtıcı bir dramı konu ederken, albümde yanlış maalesef yanlış düzenleme kurbanı olarak disko pop şarkısı olarak duygudan uzaklaşmış ve sesleri ve yorumlarıyla müzik camiasında ayrı bir saygınlıkla anılan Eda-Metin'in yorumu da kurtaramıyor. Şarkının ne dediği ikinci plana atılması bir yana, üstelik bir iki yerde şarkı sözlerinin yanlış söylenmesi de cabası. (“Öp incilenen gözyaşları kurusun inançlarında” satırının “Hep incilenen gözyaşları…” olarak söylenmesi gibi. Aslında bu şarkı akusttik ve slov olarak söylense Eda’nın güzel sesinde ne de güzel parlardı. Ya da “Bu Gece Beni Düşüneceksin” şarkısı ne güzel bir Eda-Metin düeti olurdu.

Albüm şarkıları hakkında genelde olumlu bir düşüncem oluşsa da, bazı başarısız bulduğum yorumlara da değinmeden edemeyeceğim.


Levent Yüksel’in Ben Her Bahar Aşık Olurum yorumu ise kusura bakılmasın ama bırakın Bahar enerjisi vermeyi, insanın içindeki enerjiyi emip alıyor. En deli dolu insanı kahırlara sürükleyen bir ağdalı söyleyiş ve düşük enerjiyle, şarkının orijinalindeki “taşar içimden ruhum” kısmı, Levent  Yüksel yorumunda resmen “ruhumu teslim ediyorum” olmuş.
 
Ata Demirer’in Sitem yorumu, Ata Demirer’i bir türlü solist olarak kafamda oturtamadığım için dinleyemediğim bir yorum oldu. Zira albüm nağmeleri başladığında kafamda Ata Demirer değil de, skeçlerinde canlandırdığı ünlülerden biri canlanıyor, bu yüzden şarkının ne duygusuna ne ruhuna girebiliyorum.

Herkesin bayıldığı Tarkan yorumuyla Firuze de, albümde beni sarmayan şarkılardan. Çünkü orijinaline yeni hiçbir şey, hiçbir hava katmadan, söylemiş ve çıkmış bir havası var. Sanki görevimdi, yaptım ve bitti misali. Altyapılar aynı, yorum aynı, enstrümanlar aynı, bu haliyle orijinalinin kötü bir karaokesi olmuş gibi. O zaman orijinalini dinlerim ben, ne gerek vardı, dedim. Oysa Tarkan’ın yeniden yorum konusunda nasıl mucizeler yaratabildiğini ve bir şarkıyı orijinalini bozmadan nasıl yükseltebildiğini daha ondan birkaç ay önce çıkan Orhan Gencebay albümündeki Hatasız Kul Olmaz yorumunda görmüştük. Bu anlamda Tarkan yorumu hayal kırıklığına uğrattı beni. Tabi ki Tarkan faktörünün de olması sonucu bu yorum çok büyük başarı kazandı, öyle ki albümdeki tek öne çıkan parça oldu bile diyebiliriz.

Albümün en iyileri: Ajda Pekkan, Ayşegül Aldinç, Yaşar, Yasmin Levy, Ayla Çelik, Mabel Matiz

Albüm kapağındaki resmin ilham alındığı ünlü fotoğraf
Albümle ilgili keşkeler:

Keşke bu kadar fazla Sezen şarkısı olmasaydı. Zira 14 şarkıdan 8’i Sezen’den olunca bir nevi Sezen Best Of'u gibi olmuş. Halbuki Aysel’in başka şarkıcılara verdiği bir dolu şarkı daha vardı. Evet, Sezen şarkıları Aysel sözlerinin çok güzel bir vitrini ancak şarkı sayısı az olduğu için, yarıdan fazla Sezen şarkısı olmasıyla dengeli bir şarkı dağılımından söz edilemiyor.

Keşke zaten çok fazla gündemde olan ve şaşırtmayan şarkılar yerine birkaç sürprizli ve “aaaa bu da mı  Aysel’indi” veya “aaa bu da vardı sahi” dedirten şarkılar eklenseydi, heyecan faktörü daha yüksek olurdu. Mesela projenin daha adını duyduğumdan bu yana keşke olsaydı dediğim Bu Gece Beni Düşüneceksin, Her Sevda Bir Veda, Saklanma, Dünya Tatlısı, Abone, Eğrisi Doğrusu, Tılsım, Şöyle Yürekli Bir Sevda, Dayanamıyorum, Yoksun Sen, Bırak Ellerimi, Gözlerinde Son Gece…

Keşke bazı şarkılar olmasaydı. Mesela Ünzile yakın zaman öncesinde Şebnem Ferah tarafından söylenmişti, ya da Ne Kavgam Bitti Ne Sevdam  Gülşen tarafından seslendirilmişti. Aynı şekilde, bazı şarkılar da bazı yorumculara gitmeseydi. Tarkan’ı, Ata Demirer’i, Levent Yüksel’i ve Eda Metin Özülkü'yü yorumladıkları şarkılara oturtamadım mesela.

Keşke Kapak tasarımı biraz daha özenli olsaydı, Aysel’in fotoğrafından resme dönüştürülmüş albüm kapağında bakan Aysel Gürel’in bakışı, cin bakışlı, hayat dolu, zeka küpü Aysel’imizi pek yansıtmıyor malesef.

Keşke Emre Altuğ, Ah Mazi’de şarkının aslında en önemli kısmı olan şiiri atlamasaydı ve bir de şarkının sözünü yanlış söylemeseydi.("Bir nezaketli ince söz duyar da belki", "Bir nezaket bir ince söz duyar da belki diye geçiyor")

Keşke bu kadar emek harcanmışken daha fazla şarkı olsaydı, hatta 2 cd olsaydı ve daha fazla sanatçı yer alsaydı. Gözlerim özellikle birkaç sanatçıyı aradı, zira Aysel’le bağlantılarını ve yakın ilişkilerini bildiğim bazı önemli isimler yoktu. Albümde görmeyi çok isterdim dediğim isimlerden bazıları: Zerrin Özer, Yonca Lodi, Nilüfer, İzel, Jale, Asya, Aylin Aslım, Burcu Güneş ilk aklıma gelenler.

Keşke Aysel’in programları ve belgeseli vs. ve daha önce görmediğimiz Aysel’i gösteren, röportajları ve klipleri de içeren bir DVD ile birlikte çıksaydı. Albümdeki şarkıların hikayesi, bilgileri, şarkıların çıkış/yazılış yılları da eklenseydi. Aysel fotoğrafları süsleseydi sayfaları.

Sonuçta albüm her yönüyle Aysel’e ve tüm Ayselseverlere yakışan ve 2 buçuk sene süren emeklerin karşılığını alarak eminim bizleri yukarıdan izleyen Aysel'in de yüzünü güldüren bir albüm oldu.

İyi ki Aysel’imiz bu topraklarda yaşamış ve bizlere bu şarkıları bırakmış. Son söz olarak, en büyük alkışlar albümün yapımcısı Murat Yıldırım'a ve albümün her şeyiyle ilgilenen Mehtap Ar'a gitmeli... Aysel’im gittiğin yerde mutlu ol, mirasın emin ellerde…

AYSEL HAKKINDA DAHA ÖNCE YAZDIĞIM YAZI İÇİN: AYSEL GÜREL'E...



Hiç yorum yok: